SSK VE İŞ MEVZUATI HAKKINDA
SORU 1-) Fakülte, yüksek okul, meslek yüksek okulu gibi öğrenim kurumları öğrencisi olan stajyerlere ödenen ücretlerden herhangi bir vergi kesintisi yapılması gerekir mi?
Fakülte, yüksek okul, meslek yüksek okulu gibi öğrenim kurumları öğrencilerinden bir işyerine uygulamalı eğitimini yapmak üzere okul tarafından belirli bir süre gönderilen stajyerlere bu sürede herhangi bir ücret verilmesi halinde, bu durumdaki stajyerler herhangi bir vergi istisnası kapsamında değerlendirilmemektedir. Bu nedenle, stajyerlere ödenen ücretlerden gelir ve damga vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
SORU 2-) Fakülte, yüksek okul, meslek yüksek okulu gibi öğrenim kurumları öğrencisi olan stajyerlerin staj süresince sigortalı olması gerekir mi?
Fakülte, yüksek okul, meslek yüksek okulu gibi öğrenim kurumları öğrencilerinden bir işyerine uygulamalı eğitimini yapmak üzere okul tarafından belirli bir süre gönderilen stajyerlere bu stajları süresince bir ücret almış olsalar dahi, işyerlerindeki çalışmaları ilgili eğitim kurumlarının statülerinden doğan bir zorunluluğa dayandığından, aralarında hizmet akdi ile bağlılık söz konusu olamayacağından, stajyerler SSK kapsamında sigortalı sayılmayacaklardır.
SORU 3-) Yıllık izin kullanan sigortalılara ödenen ücretlerden SSK primi kesintisi yapılması gerekir mi?
Sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler üzerinden işkazaları ile meslek hastalıkları primleri hariç, diğer sigorta primlerinin, Sosyal Sigortalar Kanunundaki
esaslar çerçevesinde işçi ve işverenler yönünden ödenmesine devam olunur. Yıllık ücretli izin süresinde işçinin iş kazaları ve meslek hastalıkları risklerine maruz kalmayacak olması
nedeniyle yıllık ücretli izin süresinde işçi ücretinden işkazaları ve meslek hastalıkları primi kesintisi yapılmayacaktır.
SORU 4-) Hangi durumlarda işsizlik ödeneğinden yararlanılacaktır?
• Son 120 günü kesintisiz olmak üzere, son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile prim ödemiş olup da kendi istek ve kusurları dışında işsiz kalanlardan;
• Hizmet akitleri, ihbar önellerine uygun olarak işveren tarafından feshedilenler,
• Hizmet akitleri; sağlık sebepleri, işverenin kanunda belirtilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları ve işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler nedeniyle bizzat kendileri tarafından feshedilen sigortalı işçiler,
• Sağlık sebepleri veya işyerinde işçiyi bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir zorlayıcı sebebin ortaya çıkması halinde işveren tarafından hizmet akdi feshedilenler,
• Belirli süreli hizmet akdi ile çalışmakta olup da sürenin bitiminde işsiz kalanlar,
• İş yerinin el değiştirmesi veya başkasına geçmesi, kapanması veya kapatılması, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedenleriyle işten çıkarılmış olanlar,
• Özelleştirme nedeniyle hizmet akdi sona erenler, işsizlik ödeneğine hak kazanırlar.
• İşsizlik ödeneğine hak kazananların, bu ödenekten faydalanmak üzere İşten Ayrılma Bildirgesi ile birlikte hizmet akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren 3 gün içinde, İŞKUR’un en yakın ünitesine başvurmaları gerekmektedir.
SORU 5-) Bir işyerinde iş kazası olması halinde işverenlerin ne yapması gerekir?
İş kazası olması halinde işverenlerin sırasıyla aşağıda yazılı hususlara göre işlem yapması gerekmektedir.
• İş kazasına uğrayan personele derhal gerekli sağlık yardımları yapılır.
• İşyeri işveren veya vekili, ustabaşı ve olayı gören işçilerin kazayı anlattığı şekilde iş kazası tutanağı düzenlenir.
• Kaza derhal işyerinin bağlı bulunduğu yer Jandarma bölgesi ise Jandarma Karakoluna veya Polis bölgesi ise ilgili Polis Karakoluna bildirilir.
• Kaza, ilgili sigorta il/sigorta müdürlüğü’ne vizite kağıdı ile 48 saat içinde bildirilir.
• Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne işkazası bildirim formu ile 48 saat içinde haber verilir.
• Kazayla ilgili bir dosya hazırlanır. Evraklar burada muhafaza edilir. Dosyada ayrıca; işçinin sigortalı işe giriş bildirgesi, işe giriş sağlık raporu, kaza tarihinden önceki dört aya ait ücret hesap pusulalarının sureti, işçi çizelgesi, eğitim belgesi ile diğer sertifikalar ve kişisel koruyucuları teslim belgeleri de yer alır.
SORU 6-) İşçinin işe gelmemesi halinde işveren ne yapmalıdır? Bu durumda işveren hizmet akdini bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedebilir mi?
İşçinin işe gelmemesi halinde hizmet akdi, herhangi bir araştırma yapmadan, işçinin savunması alınmadan feshedilemez. İşe gelmeyen personelin akıbetinin işverence
araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle işe gelmeyen personele noter aracılığıyla tebligat yapılmalı ve işe gelmeme nedeni araştırılmalıdır. İşçinin işe gelmemesi halinde işveren öncelikle bu durumu belgelendirilmelidir.Yani, işçi, ustabaşı veya diğer personelle olayı
açıklayan bir tutanak düzenlemeli, gerekirse noter aracılığıyla tespitte bulunulmalıdır.Personelin konuyla ilgili mazereti araştırılmalı ve savunması alınmalıdır.
Savunma veya işçinin tebellüğden kaçınması halinde bu durum oradaki işçilerle düzenlenecek bir tutanakla tespit edilmelidir. Bilahare herhangi bir haklı gerekçesi olmadığı anlaşılan işçinin,
• İşverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki gün veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü işe gelmemesi,
• Bir ayda üç iş günü işine gelmemesi,
Halinde, işveren hizmet akdini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesine göre bildirimsiz olarak derhal feshedebilecektir. Bu durumdaki işçinin hizmet akdi haklı olarak derhal feshedildiğinden ihbar ve kıdem tazminatı ödenmez.
SORU 7-) Ücret Hesap Pusulası nedir? Ücret hesap pusulası düzenlenmemesinin müeyyidesi nedir?
İş Kanunu’nun 37. maddesi, işverenin her ödemede işçiye ücret hesabı gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek veya işçinin yanında bulunan deftere ücretle ilgili bu hesapları yine imzası veya özel işareti altında kaydetmek zorunda olduğunu, bu pusula veya defterde ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiğini hüküm altına almıştır.
SORU 😎 Kadın sigortalıların analık halinde ne kadar süre çalıştırılması yasaklanmıştır?
İş Kanunu’nun 74. maddesi, kadın işçilerin doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere 16 haftalık süre için çalıştırılmalarının yasak olduğunu, ancak, bu sürelerin
işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra gerekirse artırılabileceğini, bu sürelerin hekim raporu ile belirtileceğini ve isteği halinde kadın işçiye,
doğumdan sonraki 8 haftadan sonra 6 aya kadar ücretsiz izin verileceğini hüküm altına almıştır.
SORU 9-) 4857 sayılı İş Kanununda iş süreleri ne şekilde düzenlenmiştir?
İş süreleri 4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesinde “Genel bakımdan iş süresi haftada en çok 45 saattir.Tarafların anlaşması ile haftanın çalışılan günlerine günde 11 saati aşmamak üzere farklı şekilde dağıtılabilir.
Bu süre, haftada 6 iş günü çalışılan işlerde günde 7,5 saati geçmemek üzere ve Cumartesi günleri kısmen veya tamamen tatil eden işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit
ölçüde bölünerek uygulanır.” denilerek iş süresinin ne şekilde olması gerektiği açıklığa kavuşturulmuştur.
Buna göre, işyerlerindeki günlük iş süreleri aşağıdaki gibi olabilecektir.
a) 5 gün x 9 saat : 45 saat ara dinlenmesi 1 saat
b) 6 gün x 7,5 saat : 45 saat ara dinlenmesi ½ saat
c) 5 gün x 8 saat : 40 saat ara dinlenmesi 1 saat
Cumartesi : 5 saat
SORU 10-) 4857 sayılı İş Kanununda ara dinlenmeleri ne şekilde düzenlenmiştir?
İş Kanunu’nun 68. maddesi, çalışma süresinin ortalama bir zamanda o yerin adet ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere:
a) 4 saat veya daha kısa süreli işlerde 15 dakika,
b) 4 saatten fazla ve 7,5 saate kadar (7,5 saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
c) 7,5 saatten fazla süreli işlerde bir saat ara dinlenmesi verileceğini,
Bu dinlenme sürelerinin en az olup aralıksız verileceğini, ancak bu süreler,
iklim, mevsim, o yerdeki Örf ve gelenekler veya işin niteliği göz önünde tutularak toplu iş sözleşmesi veya hizmet akitleri ile aralı olarak kullanılabileceğini hüküm altına almıştır.
SORU 11-) 4857 sayılı İş Kanununda gece çalışması ne şekilde düzenlenmiştir?
4857 sayılı İş Kanunu’nun 69. maddesi,
* İş hayatında (Gece) en geç saat 20’de başlayarak en erken sabah saat 06’ya kadar geçen ve her halde en fazla 11 saat süren gün dönemi olduğunu,
* İşçilerin gece çalışmaları 7,5 saati geçemeyeceğini,
* Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, en fazla bir iş haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci iş haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konulacağını hüküm altına almıştır.
SORU 12-) Hangi işyerlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulunun Kurulması gerekir ve bu Kurul kimlerden oluşur? Bu Kurulun çalışmasına engel olunmasının müeyyidesi nedir?
İş Kanunu’nun 80. maddesi, Çalışma Bakanlığınca lüzum görülecek işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere birer “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu” kurulacağını, bu kuralların hangi işyerlerinde kurulacağı, teşekkül tarzları, çalışma usulleri, ödev ve yetkileri Çalışma Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle tespit edileceğini hüküm altına almıştır.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları Hakkında Tüzük’ün 2. maddesine göre, İş Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca sanayiden sayılan ve devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran
(elli dahil), altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde, her işveren, bir işçi sağılığı ve iş güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür. Ayrıca, işverene bağlı fabrika, müessese, işletme veya işletmeler grubu gibi birden çok işyeri bulunduğu hallerde de, bunların her birisinde ayrı birer işçi sağlığı ve iş güvenliği kurulu kurulur.
Tüzüğün 3. Maddesine göre, İşçi sağlığı ve İş güvenliği kurulları, aşağıda belirtilen kimselerden oluşur.
a) İşveren veya işveren vekili
b) İşyeri güvenlik şefi, yoksa işyerine işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında görevli teknik bir kişi,
c) İşyeri hekimi,
d) Sosyal işler danışmanı, yoksa personel veya sosyal işleri yürütmekte görevli bir kişi,
e) Varsa sivil savunma uzmanı,
f) İşyerinde görevli formen, ustabaşı veya usta,
g) 274 sayılı Kanunun değişik 20. maddesi hükmü uyarınca işyerinde bulunan sendika temsilcilerinin kendi aralarında seçecekleri bir işçi, işyerinde sendika temsilcisi yoksa, o işyerindeki işçilerin yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilecek bir işçi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulunun başkanı işveren veya vekili, sekreteri ise (b) bendinde sözü edilen işyeri güvenlik şefi, yoksa işyerine işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında görevli teknik bir personeldir.
(b), (c), (d), (e) bentlerinde gösterilen üyeler, işveren vekili tarafından atanır.
(f) bendinde belirtilen üye, o işyerindeki formen, ustabaşı ve ustalar tarafından seçilir.
(f) ve (g) bentlerinde sözü geçen kurul üyelerinin aynı usullerle birer de yedekleri seçilir.
SORU 13-) İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulunun ödev ve yetkileri nelerdir?
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları Hakkında Tüzük’ün 4. maddesinde, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulunun ödev ve yetkileri şöyle belirtilmiştir.
a) İşçi Sağlığı ve iş güvenliği konularında o işyerinde çalışanlara yol göstermek işyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin tedbirleri tespit etmek ve işveren veya işveren vekiline tekliflerde bulunmak, işyerinin niteliğine uygun bir işçi sağlığı ve iş güvenliği işçi yönetmeliği taslağı hazırlamak ve işverenin veya vekilinin onayına sunmak ve iç yönetmeliğin uygulanmasını izlemek,
b) Makine ve tezgahlarla gerekli koruyucuların güvenlik verici bir şekilde yerleştirilmesi, uygulanan çalışma usulleri, kullanılan malzeme, kişisel korunma araçları, işyerinin
c) temizliği gibi işyerinde, işçi sağlığını ve iş güvenliğini sağlayacak bir düzen kurulması için işveren veya işveren vekiline tekliflerde bulunmak.
d) Ölüm veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan her iş kazası veya meslek hastalığında yahut işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir tehlike halinde, gerekli araştırma inceleme
ve soruşturmayı yapmak, alınması gereken tedbirleri bir raporla tespit ederek işveren veya işveren vekiline vermek,
e) İşyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitim ve öğrenimini planlamak, bu konu ve kurallarla ilgili programları hazırlamak, işveren veya işveren vekilinin onayına sunmak ve uygulanmasını izlemek,
f) İşyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanıp yerleştirilmesi ve geliştirilmesi, bu konudaki ilgilinin devamı ve pekiştirilmesi için yayınlar yapmak, konferanslar verdirmek ve benzeri çalışmalarda bulunmak,
g) Tesislerin bakım ve onarımında gerekli güvenlik tedbirleri planlamak ve kontrol etmek,
h) İşyerlerinin özelliklerine göre işçilerin periyodik sağlık muayene ve kontrollerinin yapılıp yapılmadığını izlemek,
i) İşyerinde yangınla ilgili tedbirlerin yeterliliğini ve ekiplerin çalışmalarını izlemek, bu konuda işverene veya işveren vekiline tekliflerde bulunmak,
ı) Sağlık ve güvenlik durumu ile ilgili yenilikleri izlemek, bu konudaki bilgileri toplamak ve değerlendirmek ve bunlara ilişkin tedbirlerin alınmasını teklif etmek,
j) İşyerinin sağlık ve güvenlik durumuyla ilgili, yıllık bir rapor hazırlamak, o yıl ki çalışmaları değerlendirmek ve elde edilen tecrübeye göre ertesi yılın çalışma programında yer alacak hususları tespit etmek ve işverene teklifte bulunmaktır.
İş Kanunu’nun 103. maddesine göre, Kanunun 76. maddesinde öngörülen tüzükteki “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu” nu işyerinde kurmaktan kaçınan veya kurup da çalışmasına engel olan işveren veya işveren vekiline 2002 yılında 43.620.820 lira para cezası uygulanacaktır. Bu cezanın kesinleşmesinden sonra maddede belirtilen suçun tekrar işlenmesi halinde belirtilen ceza yarısı oranında artırılarak uygulanacaktır.
SORU 14-) Hangi işyerlerinde işyeri hekimi çalıştırılması gerekmektedir? İşyeri hekimlerinin görev ve yetkileri nelerdir?
4857 sayılı İş Kanunu’nun 81.maddesi “Sürekli olarak en az 50 işçi çalıştıran
işyerlerinde Sosyal Sigortalar Kurumu’nca sağlanan tedavi hizmetleri dışında kalan işçilerin sağlık durumlarının denetlenmesi, ilk yardım, acil tedavi ve diğer koruyucu sağlık hizmetlerini düzenlemek üzere, işveren; Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 180. ve Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 114. maddeleri gereğince işyerindeki işçi sayısına ve işteki tehlikenin büyüklüğüne göre, bir ya da daha fazla hekim sağlayacaktır” hükmü de işyerlerinde işyeri hekimi çalıştırılmasını zorunlu kılmaktadır.
Sosyal Sigortalar Kurumunca işyerlerinin talebi halinde işyeri hekimlerine sigortalıların mahallinde muayene ve tedavilerini sağlayarak, işgücü ve zaman kaybının önlenmesi bakımından iki (2) güne kadar istirahat vermek ve Sosyal Sigortalar Kurumu adına reçete yazmak yetkisi tanınabilmektedir.
İşyeri hekimi, işçi başına ayda 15 dakika üzerinden part-time istihdam edilmekte,
1000 (bin) kişi ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinden tam gün çalışan bir işyeri hekimi istihdam edilmesi gerekmektedir.