Şirket ortağına borç KDV ‘ ye tabi (24.09.2007)

                                                         ŞİRKET ORTAĞINA BORÇ KDV’YE TABİ    

BİR anonim ya da limited şirketin, ortağına faizsiz ya da düşük faizle borç vermesi iyice zorlaştı. Şirket ortağı, paraya ihtiyacı olduğunda, şirketten para çekerse, ciddi sorunlar yaşayacak.

Nedenine gelince, ortağa verilen borcun, vergi üstüne vergisi var.

KDV BOYUTU

Şirket ortağına borç para verilmesi olayında, ortaktan faiz alınmasa bile faiz geliri elde edilmiş kabul ediliyor (Kurumlar Vergisi Kanunu Md. 13).

Ortaktan elde edilen faiz de Katma Değer Vergisi’ne tabi tutuluyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi, ortak faiz ödemese bile faiz geliri elde edilmiş sayılıyor ve KDV uygulanıyor.

Bu konuda Danıştay ve Maliye Bakanlığı, görüş birliğinde (örneğin Danıştay 4. Dairesi’nin 24 Mayıs 2007 Tarih ve E.2006/542, K.2007/1741 sayılı; Dn. 9. D. 28.01.2004 Tarih ve E.2001/3767, K.2004/807 sayılı kararı. Maliye Bakanlığı’nın 20 Şubat 1997 Tarih ve 2081 sayılı Özelgesi.

Maliye Bakanlığı şirketin, ortaklarıyla ilişkili kişilerden borç alma işleminin de finansman temin hizmeti kapsamında KDV’ye tabi olduğu görüşünde (Maliye Bakanlığı Özelgesi 13 Ağustos 2007 Tarih ve 5524-224/71888 sayılı. Bkz

Borç para alma ya da verme olayının KDV’ye tabi olduğunun, çok kişi henüz farkında değil. Bu konuda dikkatli olmakta yarar var.

DİĞER VERGİLER

Ortağa, emsaline göre düşük faizle ya da faizsiz olarak borç para verilmesi olayında, üç ayrı vergi ve bunlarla ilgili cezalar var;

1. Borç veren şirket, borç verilen paranın emsal faiz getirisini gizlemiş kabul edilecek ve gizlendiği varsayılan faiz geliri üzerinden; kurumlar vergisi ve vergi ziyaı cezası kesilecek.

2. Örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı kabul edilen yılın, son günü itibariyle, kár payı dağıtılmış sayılacak. Bu kár payı üzerinden de yüzde 15 vergi kesintisi (stopaj) ve vergi ziyaı cezası istenecek.

3. Dağıtıldığı varsayılan kar payının yarısı, yasada belirtilen sınırı (2007 yılında 19 bin YTL) aşıyorsa, gerçek kişi ortak tarafından "kár payı geliri" olarak beyan edilecek.

Şimdi bu yazımızı okuyanlar, "Şirketin yüzde 99 hissesi bana ait. Kendi paramı çektiğim için hem KDV hem de başka vergiler mi ödeyeceğim?" diye sorabilir.

Evet… Ödeyeceksiniz. Çünkü yasalar ve uygulama bu yönde.

"Dava açarım" diye düşünenlere de hatırlatalım; Danıştay da bu görüşte…

Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesine göre, anonim ve limited şirketlerin; ortağına ya da ortaklarına emsaline göre düşük faizle ya da faizsiz olarak borç para vermesi halinde; kazanç tamamen veya kısmen, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılıyor.

Bu konuda hem sizin hem de şirketin başının ağrımasını istemiyorsanız, borç para olayına dikkat etmelisiniz. Eşiniz evdeki eşyaların değiştirilmesini, oğlunuz ya da kızınız kendisine otomobil alınmasını istiyorsa "Şirketten para çekemiyorum. Çekersem vergi ve cezalar gelirmiş. Kár dağıtımına kadar bekleyin" diyeceksiniz. Aynı gerekçeyi, borç para isteyenlere de söyleyebilirsiniz…

                                    MALI YANAN ÜSTE BİRDE CANI YANAN VERGİSİ ÖDEYECEK

AĞUSTOS’un kavurucu sıcaklarında, sevimsiz bir konu ama gerçek. Malı yananlar, üste bir de vergi ödeyecekler. Hem de ne vergi!..

Malı yandığı ve canının acıdığı yetmiyormuş gibi bir de vergi ödeyerek canı yanacak.

Yangında, tüm malları yanmışsa "büyük bir vergi" ödeyecek.

Yangında, mallarının yanı sıra defter ve belgeleri de yanmışsa "korkunç bir vergi" ödeyecek.

"Adam zaten yanmış, bir de ne vergisi?" demeyin. Yasa böyle!..

Yangında malları yanan, yanan mallar için KDV ödeyecek. Defterleri de yanmışsa, son 5 yılın mal ve hizmet alışları ile giderleri için "yüklü bir KDV ve gecikme faizi" ödeyecek.

MALLAR YANARSA

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun, 30/c maddesine göre, malların alış belgelerinde gösterilen KDV’nin indirilmesi mümkün değil.

Alınan mal için ödenen KDV’ler indirilmiş ise düzeltme konusu yapılmak suretiyle vergi dairesine ödenecek.

Bunun bir istisnası var. Buna göre;

– Maliye Bakanlığı’nca yangın nedeniyle "mücbir sebep" ilan edilmesi,

– Malların, yangın nedeniyle, mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki yangında zayi olması,

– Malların, bu yangın nedeniyle zayi olduğunun takdir komisyonlarınca tespit edilmesi,

gerekmektedir.

Bu koşulların bulunması durumunda, KDV indirimleri kabul edilecek.

DEFTER VE BELGELER DE YANARSA

Yangında, malların yanı sıra defter ve belgeler de yanmışsa, "asıl felaket" o zaman başlıyor.

ÖRNEK : Bir işletmede 2002, 2003, 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ait defter ve belgeler yanmıştır. Bu yıllarda mal alımı, hizmet ve giderler nedeniyle ödenen ve indirim konusu yapılan KDV’ler 3 milyon 720 bin YTL’dir. İşletme, defter ve belgelerinin yandığına dair, Ticaret Mahkemesi’nden, "zayi belgesi" almıştır.

Bu durumda, mükelleften 3 milyon 720 bin YTL "KDV", ilgili yıllara ilişkin olarak hesaplanan "gecikme faizi" ile birlikte, yaklaşık 5-6 milyon YTL olarak istenecektir. Mükellef, mahkemeden "zayi belgesi" almasaydı ayrıca 3 milyon 720 bin YTL’de "vergi ziyaı" cezası kesilecekti.

Uygulama böyle ama mükellef; mal ve hizmet aldığı kişi ve kuruluşları biliyor ve bunlardan; mal alımı, hizmet ve gider belgeleri ile ilgili belgelerin fotokopisini alabiliyorsa, kanıtlayabildiğine ilişkin KDV indirimi kabul ediliyor (Maliye Bakanlığı Özelgesi, 13 Mart 1997 Tarih ve 10431 sayılı. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararı, 17 Ocak 1997 Tarih ve E.1995/50, K.1997/44.

DİSKETTE SAKLAYIN

Defter ve belgelerin yanması ya da kaybolması durumunda, mahkemeden "zayi belgesi" alınsa dahi, KDV indirimleri kabul edilmiyor. Bunun için; alış ve hizmet faturaları ile gider belgelerinin, nereden ne zaman alındığının bilinmesi gerekiyor.

Yüzlerce hatta binlerce faturanın nereden ve ne zaman alındığını hatırlamak, pratikte mümkün değil. Bu nedenle, bilgilerin bir diskete alınıp, evde saklanmasında yarar var.