Mükellefiyet Kaydının Re’sen Terkin Edilmesi ve Teminat Uygulaması

Mükellefiyet Kaydının Re’sen Terkin Edilmesi ve Teminat Uygulaması

1.MÜKELLEFİYET KAYDININ RESEN TERKİN EDİLMESİ

5228 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrası değiştirilmiş ve maddenin sonuna yeni fıkralar eklenmiştir.[1]

“İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir. Bu durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek üst kuruluşuna da bildirilir.

Mükellefiyet kaydının terkin edilmesi, mükellefin işi bırakmasından önceki döneme ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı gibi bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde bu dönemlere ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleme fiilini işleyenler hakkında kovuşturma yapılmasına ve ceza uygulanmasına da engel teşkil etmez.”

Yapılan bu değişiklik çerçevesinde terk işlemleri iki kısımda değerlendirilmiştir.

a) İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi,

b) Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde, münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi hallerinde mükellef (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dâhil) işi bırakmış addolunacak ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilecektir.

1.1. İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi

Vergi Usul Kanununun 161 inci maddesine göre, işi bırakma, vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona erdirilmesini ifade eder. Aynı Kanunun 162 nci maddesine göre ise tasfiye ve iflas hallerinde, mükellefiyetin vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona erdirilmesine kadar devam etmesi ve bu hallerde tasfiye memurları veya iflas dairesi tarafından, tasfiye veya iflas kararlarını ve tasfiyenin veya iflasın kapandığını vergi dairesine ayrı ayrı bildirilmesi zorunludur.

Vergi Usul Kanununda yer alan bu düzenlemelere göre, bir mükellefin işi bırakmış sayılabilmesi için, işi ile ilgili tedarik işlemlerini durdurmasının yanı sıra, işletmede bulunan emtia stokları ile diğer döner ve sabit değerlerinin de elden çıkarılması veya bu varlıkların işletme sahiplerince işletmeden çekilmiş olması gerekir.

Bilindiği gibi, gerçek kişi mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının sona ermesi, mükellefin kendi isteği ile işini terk ederek keyfiyeti vergi dairesine bildirmesi, mükellefin ölümü, gaiplik kararı, belli bir ticaret, sanat ve meslek icrasından sürekli mahrumiyet gibi hallerde mümkün olmaktadır. Ticaret şirketleri açısından mükellefiyetin sona erdirilmesi ise tasfiye ve iflas hallerine inhisar ettirilmiştir. Türk Ticaret Kanununda öngörülen işlemler yerine getirilmeden ve tasfiye veya iflasın sona erdiği tescil ve ilan edilmeden tasfiyenin sona erdiğinin kabul edilmesi ve şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılması mümkün değildir.

Gerçek ve tüzel kişi mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının sona erdirilmesinde genel kural bu olmakla birlikte, faaliyetlerini uzun süreden beri bırakmış, ortakları dağılmış, ortaklığın feshine ve tasfiyesine tevessül edilmemiş, sorumlu ve muhatap tutulacak kanuni temsilci veya tasfiye memuru da bulunmayan, işlerini tamamen terk ettiği belirlenen ve vergiye tabi bir faaliyeti de tespit edilmeyen mükelleflerin, işi bırakma keyfiyetini vergi dairesine bildirmemiş olmaları nedeniyle, beyanname vermedikleri dönemlere ilişkin matrahlarının re’sen takdiri yoluna gidilmesi, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde ifadesini bulan, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ilkesi açısından da sakıncalar doğurmaktadır.

Vergi Usul Kanununun 160 ıncı maddesinin 5228 sayılı Kanunla değiştirilen 3 üncü fıkrası, işini tamamen terk eden ve vergiye tabi bir faaliyeti tespit edilemeyen mükellefler hakkında, sadece işi bırakma keyfiyetinin vergi dairesine bildirilmemiş olması nedeniyle gereksiz tarhiyatlar yapılmasının ve ihtilaflar yaratılmasının ortaya çıkardığı sakıncaları gidermek ve münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlerin mükellefiyet kayıtlarının terkini suretiyle idarenin ve diğer mükelleflerin mağduriyetini önlemek amacına yönelik olarak yeniden düzenlenmiştir. Bu çerçevede belirli şartları taşıyan mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının vergi dairesince terkin edilmesi imkanı getirilmiştir.

1.2. Mükellefiyet kaydının terkin edileceği tarihin belirlenmesi

İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi halinde;

a) İşini terk ettiği tarih, Devlet veya Devlet güvencesinde tutulan kayıt ve siciller veya diğer kanaat getirici vesikalarla tevsik edilebilenlerin mükellefiyet kayıtları, bu olayın meydana geldiği tarihten itibaren,

b) Ticari, zirai ve mesleki kazanç sahipleri ile kurumlar vergisi mükelleflerinden, işini terk ettiği tarih kanaat getirici vesikalarla tespit edilemeyenlerin mükellefiyet kayıtları, ilk yoklamanın yapıldığı tarihten itibaren,

c) Mahkeme kararı, vergi inceleme raporu veya vergi daireleri tarafından resmi makamlarla yapılan yazışmalar sonucunda, sahte veya çalıntı ya da tahrif edilmiş nüfus cüzdanı ile bilgileri dışında adlarına mükellefiyet tesis ettirildiği tespit edilenlerin mükellefiyet kayıtları, tesis tarihi itibarıyla terkin edilecektir.

Vergi inceleme elemanlarınca yapılan inceleme, araştırma ve yoklamalar sonucunda, işini terk ettiği tespit edilen, bilinen adreslerinde bulunamayan ve başka bir adreste faaliyete devam ettiğine dair bilgi edinilemeyen mükelleflerin mükellefiyet kayıtları, vergi inceleme elemanının bu hususları içeren raporuna istinaden;

a) İnceleme elemanı tarafından tespit edilen terk tarihi,

b) Terk tarihi tespit edilememiş ise rapor düzenleme tarihi itibarıyla terkin edilecektir.

2.MÜKELLEFİYET KAYDININ ANALİZ VE DEĞERLENDİRME SONUÇLARINA BAĞLI OLARAK TERKİNİ

2.1. Vergi inceleme raporuna bağlı olmaksızın terkin süreci

Türk vergi hukukunda “belge”, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğu ve vergi iadelerinin yerindeliğinin tespiti açısından en önemli araç olup, belgenin gerçekliği ve güvenilirliği vergisel işlemler açısından elzemdir. Bu nedenle, başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdikleri vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile tespit edilen ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediği raporda belirtilen mükelleflerin mükellefiyet kayıtları 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160 ıncı maddesi doğrultusunda vergi dairesince terkin edilmektedir.

Bununla birlikte rapora bağlı terkin süreci bazı hallerde uzun zaman alabilmekte, bu esnada mükellefiyet kaydı devam eden bu kapsamdaki mükellefler sahte belge üretmeye, söz konusu belgelerin muhatabı olan mükellefler ise bu belgeleri kullanmaya devam etmektedir. Ayrıca raporlandırma süreçlerinin tekemmülünden sonra sahte belge kullananların tespit edilerek incelenmesi, süreci uzatmakta ve İdare ile mükellefler açısından uyum maliyetlerinin artmasına sebep olmaktadır.

İdari süreçleri kısaltmak ve etkinleştirmek suretiyle, sahte belge düzenleyen mükelleflerin sahte belge üretimini sonlandırmak ve iktisadi alanda sahte belge sirkülasyonunu azaltarak “belge”ye olan güveni güçlendirmek amacıyla 213 sayılı Kanuna, 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 24 üncü maddesiyle, “Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini” başlığıyla 160/A maddesi ilave edilmiştir.

Maddeye göre mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimleri tarafından yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler vergi incelemesine sevk edilecek, ayrıca bunların mükellefiyetleri yapılacak yoklama sonucunda,

a) Vergi dairesinin görüşü,

b) Vergi Dairesi Başkanı/Defterdar onayıyla terkin edilecektir.

2.2. Analiz, değerlendirme ve çalışmalar sonucunda mükellefiyet kaydı re’sen terkin edileceklerin belirlenmesi

213 sayılı Kanunun 160/A maddesinin birinci fıkrasında, mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Bakanlıkça yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükelleflerin vergi incelemesine sevk edileceği ve bunlar nezdinde yoklama yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Sahte belge düzenleme riski yüksek olan mükelleflerin belirlenmesine yönelik olarak yapılan analiz ve değerlendirme çalışmalarında, esas olarak aşağıdaki kriterlerin değerlendirilmesi gerekir.

 Mükellefler tarafından verilen beyanname ve bildirimler,

 Sicil, ortaklık, tahakkuk, tahsilat ve mükellefiyete ilişkin diğer bilgiler,

 Diğer kurum ve kuruluşlardan alınan gümrük beyannameleri, kapasite raporu, yatırım teşvik belgesi gibi bilgi ve belgeler,

 Mükelleflerin aktif ve öz sermaye büyüklükleri,

 İş yeri, taşıt, makine, teçhizat, demirbaş bilgileri ve çalışan sayıları,

 Üretim ve/veya ticaret/faaliyet kapasitesi ile beyan ve bildirimlerinin uyumlu olup olmadığı,

 Haklarında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma yönünden rapor/tespit bulunup bulunmadığı,

 Alış ve satış yaptıkları mükellefler hakkında düzenlenen/yapılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme/kullanma rapor/olumsuz tespit bilgileri, ortaklık yapısı ile ortaklara ilişkin bilgiler gibi hususlara bağlı olarak analiz ve değerlendirme çalışmaları yapılır.

2.3. Vergi dairesi başkanı/defterdar onayı ve mükellefiyet kaydının re’sen terkini

2.3.1. Komisyonca mükellefiyetin terkin edilmesine kanaat getirilmesi

Yapılan analiz ve değerlendirme sonuçları ile yoklama neticesinde tespit edilen hususlar, vergi dairesi nezdinde oluşturulan bir komisyon tarafından değerlendirilir. Söz konusu komisyon, vergi dairelerinde, vergi dairesi müdürünün başkanlığında, vergi dairesi müdürü tarafından görevlendirilen, başkan dâhil toplam 3 kişiden oluşur. Komisyon tarafından, söz konusu analiz ve değerlendirme sonuçları ile yapılan yoklama neticesinde tespit edilen hususlarla birlikte;

 Tarh zamanaşımı süresi içindeki dönemlere ilişkin beyannameler ve Ba-Bs bildirimleri,

 Daha önce yapılmış yoklamalara ilişkin tutanaklar,

 Tahakkuk, tahsilat ve vergi borcu bilgileri,

 Alış ve satış ilişkisi içinde olunan mükelleflere ilişkin bilgiler,

 Alış ve satış yapılan mükelleflere ilişkin sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerine ilişkin tespitler ile vergi dairesinde bulunan diğer bilgi ve kayıtlar,

 Vergi incelemesi bilgileri, kira sözleşmesi, elektronik ortamda bulunan bilgiler vb.) dikkate alınarak mükellefin, cari dönem ve tespitin ilgili olduğu dönem itibarıyla faaliyetinin bulunup bulunmadığı, bulunması hâlinde işletme kapasitesi ile beyanlarının (satış hasılatının, stoklarının, maliyetlerinin vb.) uyumlu olup olmadığı değerlendirilir.

Vergi dairesi nezdinde oluşturulan komisyon tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ve mükellefiyetin mezkûr madde kapsamında terkin edilmesi gerektiğine kanaat getirilmesi hâlinde komisyon görüşü bir tutanağa bağlanır ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdar onayına sunulur. Vergi dairesi başkanının/defterdarın onayını müteakiben, onay tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı re’sen terkin edilir ve bu durum mükellefe tebliğ edilir. Vergi dairesi başkanının/defterdarın onay vermemesi durumunda, bu aşamada herhangi bir işlem tesis edilmez ve bu durum, gerekçeleri ile birlikte, analiz ve değerlendirme sonucunu aktaran ilgili birime Başkanlık aracılığıyla bildirilir.

2.3.2. Komisyonca mükellefiyetin terkin edilmemesine kanaat getirilmesi

Vergi dairesi nezdinde oluşturulan komisyon tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olmadığı, dolayısıyla mükellefiyetin bu aşamada mezkûr madde kapsamında terkin edilmesinin gerekmediğine kanaat getirilmesi hâlinde, bu durum gerekçeleri ile birlikte tutanağa bağlanır ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdar onayına sunulur.

Vergi dairesi başkanının/defterdarın onayı üzerine, mükellefiyet kaydının re’sen terkini hususunda bu aşamada herhangi bir işlem tesis edilmez ve bu durum, gerekçeleri ile birlikte, analiz ve değerlendirme sonucunu aktaran ilgili birime Başkanlık aracılığıyla bildirilir.

Vergi dairesi başkanının/defterdarın onay vermemesi hâlinde, gerekçeleri ile birlikte durum komisyona bildirilir. Söz konusu gerekçeler de dikkate alınarak komisyon tarafından yeniden değerlendirme yapılır. Değerlendirme sonucunda komisyon görüşü bir tutanağa bağlanır ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdar onayına sunulur.

3.VERGİ USUL KANUNUNUN 153/A MADDESİ KAPSAMINDA TEMİNAT UYGULAMASI

3.1. Mükellefiyet kaydının yeniden tesis edilmesi

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinde, “başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin” edilecektir.

Mükellefiyet kaydı re’sen terkin edilen aşağıdaki şartları taşıyan sahip mükelleflerin, işe başlama bildiriminde bulunulması halinde, adlarına mükellefiyet tesis edilebilmesi; bunların ve mükellefiyet kaydı re’sen terkin edilenlerin varsa tüm vergi borçlarının ödenmesi ve teminat verilmesi (150.000 TL’den ve sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’undan az olmamak üzere) teminat verilmiş olması şarttır.

 Serbest meslek erbabı olması durumunda kendisince,

 Şahıs işletmesi olması durumunda sahibince,

 Adi ortaklık olması durumunda ortaklardan her biri tarafından,

 Ticaret şirketi olması durumunda şirketin kendisi, kanuni temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleri,

 Söz konusu şirketin asgari % 10 ve üzeri hissesine sahip olan gerçek veya tüzel kişiler ya da zikredilen tüm bu kişilerin asgari % 10 ve üzeri hisseye sahip olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüsler tarafından,

 Tüzel kişiliği olmayan teşekkül olması durumunda bunları idare edenler tarafından,

 Şirketlerde ortaklığı veya kanuni temsilci durumu olmaması halinde düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenler

Mükellefiyet kaydının yeniden tesisi için, en geç mükellefiyet kaydının re’sen terkin edildiğine ilişkin bilgilendirme yazısının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde[2];

a) Bağlı olunan vergi dairesine başvuruda bulunulması,

b) 213 sayılı Kanunun 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan, mükellefiyetin terkin edildiği yıl için geçerli asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’u tutarında teminat verilmesi,

c) Tüm vergi borçlarının ödenmesi şartları aranır.

Örnek: Başkent Vergi Dairesinin mükellefi olan GÜNDÜZ Tekstil A.Ş’nin mükellefiyet kaydı vergi inceleme raporuna istinaden 30.12.2020 tarihinde terkin edilmiş ve bu durum kendisine 08.01.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mükellefin 2019 ve 2020 hesap dönemlerinde sahte belge düzenlediği belgelerde yer alan toplam tutar 700.000 TL’dir.

Tüzel kişi firmanın mükellefiyetinin yeniden tesisi için, 08.02.2021 (bu tarih dâhil) tarihine kadar varsa tüm vergi borçlarını ödemesi ve sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu 2019- 2020 döneminde düzenlediği belgelerde yer alan toplam tutarın %10’unun (700.000 TL x %10 = 70.000 TL) 2021 yılı için geçerli asgari teminat tutarından az olması nedeniyle 150.000 TL tutarında teminat vermesi gerekmektedir.

Mükellefiyet kaydının re’sen terkin tarihi ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimler, mükellef tarafından, yeniden tesise ilişkin yazının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verilir ve tahakkuk eden vergiler aynı sürede ödenir.

3.2. Mükellefiyet kaydı terkin edilenler ile bunlarla ilişkili olanların işe başlama bildiriminde bulunması

Aynı Kanunun 153/A maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, maddenin 1. fıkrasında sayılanların ortağı oldukları adi ortaklıkların, kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, şirket sermayesinin asgari % 10’una sahip oldukları ticaret şirketlerinin veya idare ettikleri tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin işe başlama bildiriminde bulunması halinde de teminat hükümleri aynen geçerli olacaktır.

Örnek: Simav Vergi Dairesinin mükellefi olan Hasan ÖZTÜRK’ün mükellefiyet kaydı 213 sayılı Kanunun 160/A maddesi kapsamında terkin edilmiş ve bu durum kendisine 23.11.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Hasan ÖZTÜRK, 30.12.2020 tarihinde serbest meslek faaliyeti kapsamında yeni bir mükellefiyet tesisi için Honaz Vergi Dairesine işe başlama bildiriminde bulunmuştur. Bu durumda, Hasan ÖZTÜRK’ün, mükellefiyetinin tesis edilebilmesi için varsa tüm vergi borçlarının ödenmiş ve bahse konu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen tutarda teminat verilmiş olması gerekmektedir.

Örnek: Denizli Bozkurt Vergi Dairesi mükelleflerinden YILMAZ A.Ş.’nin mükellefiyeti 28.11.2020 tarihinde 213 sayılı Kanunun 160/A maddesi kapsamında re’sen terkin edilmiştir. Hasan YILMAZ, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde YILMAZ A.Ş.’nin % 50 hisseli ortağıdır.

Hasan YILMAZ’ın % 20 hisseli ortağı olduğu HONAZ Tekstil Ltd.Şti, Honaz Vergi Dairesine mükellefiyet kaydı tesisi için 30.12.2020 tarihinde işe başlama belgeleri intikal ettirilmiştir. HONAZ Tekstil Ltd.Şti’nin mükellefiyet kaydının tesis edilebilmesi için HONAZ Tekstil Ltd.Şti’nin kendisinin ve YILMAZ A.Ş.’nin varsa tüm vergi borçlarının ödenmesi ve kanunda öngörülen tutarda teminat verilmiş olması gerekmektedir.

3.3. Gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin; mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret şirketi ve tüzel kişiliği olmayan teşekkül ortağı, kanuni temsilcisi veya idarecisi olması, bunları devralması, kısmen veya tamamen bunlara devrolunması halinde teminat uygulaması

213 sayılı Kanunun 153/A maddesinin üçüncü fıkrasında, birinci fıkrada sayılan kişilerin; bir adi ortaklığın, ticaret şirketinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülün kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, idarecisi, asgari % 10 nispetinde ortağı olduğunun anlaşılması veya bunları devralması, söz konusu mükellefiyetlerin kısmen veya tamamen bunlara devrolunması halinde yapılacak işlemler hüküm altına alınmıştır. Buna göre, maddenin birinci fıkrasında sayılanlarla ortaklık, yönetiminde bulunma, devralma, devrolunma keyfiyetinin, faaliyeti devam eden mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin ıttılaına girmesinden itibaren bir ay içinde bu mükellefe hitaben yazılacak bir yazı ile otuz gün içinde;

a) Birinci fıkra hükmüne göre teminat verilmesi,

b) Mükellefiyet kaydı vergi dairesince re’sen terkin edilmiş olan mükellefin varsa tüm vergi borçlarının ödenmesi istenir.

Bu durumda mükellefin iki seçeneği bulunmaktadır. Birinci seçenek, yazıyı tebellüğ ettiği tarihten itibaren otuz gün içinde yukarıda sayılan şartları yerine getirmektir. İkinci seçenek ise söz konusu kişilerin mevcut mükellefiyetteki statülerinin bu süre içerisinde sona erdirilmesidir.

İki seçenekten birinin verilen sürede yerine getirilmemesi halinde, istenen teminat tutarı verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek suretiyle mevcut mükellef adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilir. Teminat alacağı, bu mükelleften 6183 sayılı Kanun uyarınca gecikme zammı tatbik edilerek takip ve tahsil edilir.

Örnek: Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği ve 1.800.000 TL tutarında sahte belge düzenlediği vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen vergi inceleme raporu ile tespit edilen (A) A.Ş.’nin mükellefiyet kaydı 21.10.2020 tarihi itibarıyla Beyazıt Vergi Dairesince re’sen terkin edilmiştir.

(A) A.Ş.’nin kanuni temsilcisi Ahmet ER’in, 10.08.2019 tarihinden itibaren, Nusaybin Vergi Dairesi mükellefi (B) Ltd. Şti.’nin % 35 hisseli ortağı olduğu keyfiyeti Nusaybin Vergi Dairesinin ıttılaına girdiğinde, söz konusu ıttıla tarihinden itibaren bir ay içerisinde (B) Ltd. Şti.’ye yazılacak bir yazı ile yazının tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde (A) A.Ş.’nin, teminat isteme tarihi itibarıyla var olduğu anlaşılan 50.000 TL tutarındaki vergi borcunu ödemesi ile 180.000 TL tutarında teminat vermesi yazılı olarak istenir.

Otuz günlük süre içerisinde şartların yerine getirilmemesi halinde istenen teminat tutarı verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek suretiyle (B) Ltd. Şti. adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilir. Tahakkuk ettirilen 180.000 TL tutarındaki teminat alacağı ile (A) A.Ş.’nin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş 50.000 TL tutarındaki vergi borcu müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla (B) Ltd. Şti.’den 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsil edilir.

Diğer taraftan, (A) A.Ş.’nin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş 50.000 TL tutarındaki vergi borcundan kendisinin ve kanuni temsilcisi Ahmet ER’den 6183 sayılı Kanun uyarınca sorumluluğu devam edecektir.

Dip Notlar:

[1] Hazine ve Maliye Bakanlığının 21.12.2004 tarih ve 2014/13 Sayılı İç genelgesi

[2] 520 Seri No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 07.10.2020 tarih ve 31267 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Yadigar ŞENÖZ
SMMM
yadigar.senoz@gmail.com