PERSONELE SAĞLANAN MENFAATLERİN VERGİSEL DURUMU

                                                          PERSONELE SAĞLANAN, VERGİYE ve/veya
                                                SOSYAL SİGORTA PRİMİNE TÂBİ OLMAYAN MENFAATLER

İşverenlerin çalıştırdıkları personele, çıplak ücretlerine ilâveten nakdî ve aynî birtakım yardımlar sağlamak istedikleri ve bu yardımların hangi kesintilere tabi olduğu konusunda bilgilenme ihtiyacı duydukları dikkate alınarak, personele ödenen ücret unsurları ile sağlanan nakdî ve aynî yardımlardan, gelir vergisi stopajı ve damga vergisi stopajı ile sosyal sigorta primleri açısından az veya çok avantaj taşıyanlar hakkında bilgi verilmesine çalışmış, ayın şeklindeki ücret unsurlarının KDV karşısındaki durumu izah edilmiştir.

Muhtelif ücret unsurlarının GV stopajı, Damga Vergisi ve SSK Primi Kesintisi karşısındaki durumunu
gösterir bir tablo bu Sirkülerimizin ekinde yer almaktadır.  

1.    GELİR VERGİSİ STOPAJI :

1.1.     İŞLETME GİDERİ  SAYILAN YARDIMLAR (GVK. Md:40/2 ve 40/4) :

Bu gruba giren menfaatler, GVK’ nun 40’ncı maddesinin 2 ve 4 numaralı bendlerinde yer almakta ve ücret değil işletme gideri sayılıp ticarî kazançtan o şekilde indirildikleri cihetle, personel ile ilgili olarak, GV stopajı açısından olduğu gibi diğer vergiler ve sigorta primi açısından da hiçbir yük ihtiva etmeyen birer aynî yardım teşkil etmektedirler.

Bunların önemli bir özellikleri de, tutarları  ne olursa olsun  istisnalardan yararlanmalarıdır.

Bilindiği üzere, söz konusu aynî menfaatler ücret sayıldıkları hallerde dahî, önce satın alınmak suretiyle işletmeye intikal etmiş ve ondan sonra işletme tarafından personele verilmiş sayılmaktadır. Bu menfaatlerin işletme tarafından sağlanmış vergiden müstesna veya vergiye tâbi bir ücret ödemesi olarak kabul edilmelerinin nedeni budur.

Böyle olunca, işletme tarafından bu ayınların tedariki sırasında ödenen bedellerin işletme gideri sayılarak ticarî kazançtan indirilmesi ve bu bedellere ait KDV’lerin de işletmenin hesaplanan KDV’sinden indirilmesi gerekir.

1.1.1.    İşyerinde veya Müştemilatında Personele Yemek Yedirilmesi :

GVK’nun 40/2’nci maddesi hükmüne göre, personele işyerinde veya işyerinin müştemilâtında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin giderler, herhangi bir şart ve üst sınır söz konusu olmaksızın işletme gideri teşkil etmektedir.

1981 yılından önce, personele işyerinde verilen yemeklerin gider yazılabilmeleri için, bunların işyerinde hazırlatılmış olması şart koşulmaktaydı. 2361 Sayılı Kanunla bu şart kaldırıldığı cihetle, 1981 yılından itibaren, verilen yemeklerin işyerinde hazırlatılmış veya dışarıdan işyerine getirtilmiş olması, bunların gider yazılmasına ve KDV indirimine engel değildir. (186 no.lu GV Genel Tebliği)

Yemek yardımı konusunda, GVK’nun ücretlerde istisnalardan söz eden 23’ncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan bir başka hüküm mevcut olup, bundan aşağıdaki 1.2.1. no.lu bölümde ayrıca söz edilecektir.

1.1.2.    İşyerinde İbate (Yatacak Yer) Yardımı :

GVK.‘nun 40/2’nci maddesinde personelin işyerinde veya işyeri müştemilâtındaki iaşe yani yemek giderleri yanında ibâte yani ısıtma, aydınlatma, suyunun temini ve temizletme dâhil yatacak yer giderlerinin de, bir işletme gideri olarak ticarî kazançtan indirilmesi öngörülmüş bulunmaktadır.

İşletme faaliyetlerinden doğan zarûretlerin mahsulü olan bu tür giderler, personele işyerinde ve müştemilatında personelin ailece değil şahsen yararlanması için tahsis edilen bekâr işçi yatakhaneleri, odaları veya işyerinin bir kenarında yatacak yer gösterilmesi ile ilgili bulunmakta ve başkaca herhangi bir şart söz konusu olmaksızın gider yazılabilmekte KDV leri indirilebilmektedir.

Aynen yemek yardımı gibi, yatacak yer yardımı konusunda da 40/2’nci maddeye ilâveten GVK’nun ücretlerde istisnalardan söz eden 23/9’ncu maddesinde bir başka hüküm bulunmaktadır. Vergiden müstesna ücret sayılan bu yardımlara aşağıdaki 1.2.2. no.lu bölümde değinilecektir.

1.1.3.    Tedavî ve İlâç (Hastalık) Yardımı :

GVK’nun 40/2’nci maddesinde hizmetli ve işçi ayırımı yapılmaksızın tüm personelin tedavi ve ilâç giderlerinin, ticarî kazançtan indirilebilecek bir gider olduğu belirtilmiş ve bunun için herhangi bir şart ve sınır öngörülmemiştir.

Böyle olduğu içindir ki, personel için yapılan ilâç ve tedavi giderlerinin, tedavi ister işyerinde, ister evinde ve ister resmî veya özel sağlık kuruluşlarında, ister yurt içinde ve ister se yurt dışında yapılmış olsun, tutar itibariyle bir sınırlama da söz konusu olmaksızın gider yazılması ve KDV indirimi mümkündür.

Personelin  SSK hastanelerinde parasız olarak tedavî edilmesi ve ilâçlarının bedelsiz olarak veya cüzi bedelle alınması imkânının mevcut olması ; hem bu hastanelerin yükünü azaltması, hem vakit israfını önlemesi, hem daha mükemmel bir tedaviye imkân sağlayabilmesi ve hem de Kanunda bunu engelleyen bir hükmün bulunmaması sebebiyle, özel tedavi ve ilâç giderlerinin gider olarak kabul edilmemesini gerektiren bir neden değildir.

Nihayet, tedavi ve ilâç giderlerinin işveren yerine personel adına düzenlenen faturalarla tevsik edilip işverene devir veya ciro edilmesi de, vergilemede işlemlerin gerçek niteliğinin esas olması  sebebiyle, bunların gider yazılmasına  ve KDV indirimine engel teşkil etmemesi gerekir.

Bu vesile ile hemen belirtmek gerekir ki, işletme gideri sayılan tedavi ve ilâç giderleri, sadece personelin şahsına ait olanlardır. İşveren tarafından personelin şahsı için değil aile efradı için yapılan bu tür giderlerin, KDV dâhil brüt tutarlarının net ücret sayılması ve vergi dâhil brüt tutarları üzerinden stopaja tâbi tutulması zorunluluğu vardır.

1.1.4.    Giyecek Yardımı (İş Kıyafetleri) :

GVK’nun 27/2’nci maddesinde hizmet erbabına demirbaş olarak verilen yani işin gereği olarak verilip, bunların işten ayrılması halinde geri alınan giyim eşyasının gelir vergisinden müstesna olduğu belirtilmiş ve GVK’nun 40/2’nci maddesinde de bu giyim giderlerinin ticarî kazançtan indirilmesi öngörülmek suretiyle bunların ücret değil işletme gideri sayılacağı belirtilmek istenmiş bulunmaktadır.

Bu hüküm muvacehesinde, işçilere işyerinde giymeleri için verilen iş tulumu, çizme, baret, eldiven vs. gibi iş elbiselerinin, güvenlik görevlilerine ve şoförlere verilen üniformaların veya
tek tip elbiselerin, televizyon spikerlerine program sundukları sırada giyilmek üzere  verilen moda ürünü giysilerin, müstahdem önlüklerinin bedellerinin ve KDV lerinin indirilmesi, bunların işte kullanılmaları ve işten ayrılınca iade edilmeleri şartı ile gider sayılmaları gerekmektedir.

    Bunlar dışında, pazarlama elemanları gibi firmayı temsil eden elemanlara verilen tek tip olmayan şık giysilerin de iş elbisesi sayılarak gider kaydedildiği ve bu uygulamanın tenkit konusu yapılmadığı görülmektedir.

    Bütün bu giyim giderlerinin, ister hazır elbise ve ayakkabı olarak verilsinler ve ister se faturaları işveren adına alınmak kaydı ile kumaş ve dikim bedelleri ödenerek personel tarafından diktirilsinler, bunun esası etkilememesi sebebiyle, gider yazılabilmeleri gerekir.

    Yukarıda açıklananlar dışında kalan aynî ve nakdî giyim yardımlarının, (mesela toplu iş sözleşmesi uyarınca işçilere günlük yaşamında kullanmak üzere ayakkabı verilmesi) ücret sayılarak vergi dâhil brüt tutarları üzerinden vergiye tâbi tutulması zorunluluğu vardır.

1.1.5. Bireysel Emeklilik Katkı Payı :

4697 sayılı Kanunla GVK’nun 40 ıncı maddesine eklenen 9 uncu bend hükmüne göre, işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının belli bir sınır dahilindeki kısmı, işletme gideri niteliğinde yardım sayılmaktadır. Bu kapsamda, ücretlerle ilişkilendirilmeksizin işletme gideri niteliğinde ticarî kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecek tutar, ücretlinin elde ettiği ücretin % 10’unu ve yıllık bazda asgarî ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır. Bu konuda, 2003/156 no.lu Sirkülerimiz ekinde yer alan 3 no.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin 4 üncü bölümünde detaylı açıklama mevcuttur.

Diğer taraftan, limiti aşan katkı payı ödemesi her ne kadar ticarî kazancın tespiti açısından doğrudan gider yazılamayıp ancak ücret stopajına tabi tutulmak suretiyle ticarî kazancın tespitinde dikkate alınabilecek ise de, işveren tarafından karşılanan bireysel emeklilik katkı payı bir tür aynî yardım mahiyetinde olduğundan limiti aşan kısım da dahil olmak üzere tamamının SSK prim matrahından düşülmesi (SSK prim kesintisine tabi tutulmaması) gerektiği görüşündeyiz.

1.2.    VERGİDEN MÜSTESNA ÜCRET SAYILAN YARDIMLAR :

GVK.’nun 40’ncı maddesine göre işletme gideri kabul edilmeyen nakdî ve aynî yardımların, personele hizmet karşılığı verilmiş para ve ayınlar olarak, aynı Kanunun 61’inci maddesi hükmü gereği ücret sayılması ve brütü üzerinden stopaja tâbi tutulması gerekeceği bilinmektedir.

Aşağıda GVK’nun ücretlerde istisnalardan söz eden 23’üncü maddesinin çeşitli bentlerinde yer alan istisna hükümleri dolayısıyla tamamen veya kısmen gelir vergisi stopajına tâbi olmayan bu yardımlardan söz edilecektir.

1.2.1.    Yemek Yardımı :
    
Yukarıda işyeri ve müştemilâtında verildiği ve böylece zaman tasarrufu ve verimlilik sağladığı cihetle, ücret değil işletme gideri sayılmak suretiyle, herhangi bir had ve stopaj söz konusu olmaksızın ticarî kazançtan indirilen yemek yardımlarından söz edilmiştir.

Bunun dışında GVK.’nun 23/8’nci maddesinde yer alan ve belli şartlarla işletme gideri değil vergiden müstesna ücret ödemesi sayılmak suretiyle, herhangi bir vergileme söz konusu olmaksızın ticarî kazançtan indirilen yemek yardımları vardır.

Söz konusu maddede, işyerinde ve işyeri müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerin vergiden müstesna bir ücret ödemesi sayılacağı belirtilmek suretiyle 40/2’nci madde hükmü takviye edildikten sonra, parantez içinde yer alan bir ifade ile bu şekilde yemek verilmeyen hallerde, personele dışarıda yedirilecek yemeklerin bazı şartlarla vergiden müstesna bir ücret ödemesi sayılacağı açıklanmıştır.

*    Buna göre istisnadan yararlanılabilmesi için :

–    Verilen yemeklerin fiilen çalışılan günlere münhasır olması ;
    
–    Yemek bedellerinin personele değil doğrudan veya yemek fişleri yoluyla yemek hizmeti      

             verenlere ödenmesi ;
    
–    Yemek veya yemek fişi faturalarının işveren adına düzenlenmesi ;
    
–    Günlük yemek bedelinin her bir personel için, Kanunda öngörülen haddi (2004 yılı için KDV    
             dahil 8.260.000,-TL. nı) aşmaması ; (Bu haddi aşan tutar, KDV’si ile birlikte net ücret ödemesi     
sayılır ve brütü hesaplanarak vergiye tâbi tutulur. Had içindeki tutar, KDV si indirilerek gider veya maliyet kaydedilir.)
    
    
–    Yemek yiyen personelin ismen tevsik edilmesi ;

   şarttır.

*    Yemek servisi veren şirketlerden alınan ve personele dağıtılan yemek fişleri kullanılmak    
             suretiyle lokantalarda yenen yemekler de yukarıda belirtilen had dahilinde istisnadan
yararlanır.
    
*    Personele yemek yedirmek veya yemek fişi vermek yerine yemek bedeli ödemek yani nakit para vermek veya bunun yerine erzak vermek suretiyle yapılan her türlü yemek yardımları, mutlak olarak vergiye tâbi ücret ödemesi sayılır ve KDV dahil brüt tutarı üzerinden stopaja tâbi tutulur.

    Yemek konusunda 1 no.lu dipnota bakınız.

Personele yemek parası verilmesi uygulamasının SSK primleri karşısındaki 01.01.2004’ten geçerli yeni durumu hakkında aşağıdaki 4 no.lu bölüme bakınız.

1.2.2.    Konut Yardımı :

GVK.’nun ücretlerde istisnalardan söz eden 23’ncü maddesinin 9 numaralı bendinde, özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere, konut tedariki ve bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan menfaatlerin vergiden müstesna olduğu açıklanmıştır. Memurları  ilgilendiren (özel sektörü ilgilendirmeyen) bu istisna bir tarafa bırakılacak olursa maddede konut yardımı ile ilgili başlıca iki istisna öngörülmüş bulunmaktadır.

1.2.2.1.    Maden ve Fabrika İşçilerine Tahsis Edilen Konutlar :

GVK.’nun bahsi edilen 23/9’ncu maddesinde, genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere (yani tüm personele değil beden ağırlıklı hizmet veren personele) konut tedariki ve bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan menfaatler vergiden (GV stopajından) müstesna bir ücret ödemesi sayılmıştır.

Mevcut hükme göre, tahsis edilen konutun işyerinde veya işyerinin müştemilâtında olması, konutun mülkiyetinin işverene ait olması, konutun belli bir büyüklüğü ve kiralık ise kirasının belli bir tutarı aşmaması gibi şartlar yoktur. Ayrıca konutta işçi ile birlikte ailesinin de oturması mümkün olup, bu durumun istisnayı etkilemesi söz konusu değildir.

Bu istisnanın kapsamına, tahsis edilen konut yanında konutun aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini gibi menfaatler de dâhildir.

Böyle olduğu içindir ki, konut kira ile tutulmuş ise fiilî kira bedeli ve işverene ait ise amortismanları ve bakım masrafları ile bunlara ilâveten konutun aydınlatma, ısıtma ve temizlik giderleri, vergiden müstesna bir ücret ödemesi sayılarak GV stopajı söz konusu olmaksızın, aynen ticarî kazançtan indirilir.

1.2.2.2.    Personele Tahsis Edilen, Mülkiyeti İşverene Ait Konutlar :

GVK. ‘nun 23/9’uncu maddesi hükmüne göre, bu tür konut yardımlarının vergiden müstesna bir ücret ödemesi sayılabilmesi için gerekli şartlar şunlardır

–    Konutun mülkiyeti işverene ait olmalıdır. Kiralık konutlar bu istisnadan yararlanamaz.
    
–    Konutun inşaat projesinde gösterilen brüt alanı 100 metrekareyi aşmamalıdır. Aştığı takdirde
              aşan kısma ilişkin menfaat, vergiye tâbi ücret ödemesi sayılarak vergiye tâbi tutulur.
    
–    Brüt alanı tesbit edilemeyen konutların net kullanım alanının %25 fazlası brüt alan sayılır.
    
–    Daha önce Kanunda yer alan, istisna için konutun vergi değerinin belli bir tutarı aşmaması
                  şartı bilâhare kaldırıldığı cihetle, halen konutun değeri açısından bir üst sınır yoktur.
    
–    Vergiden müstesna ve vergiye tâbi ücret tutarına, tahsis edilen konutun emsal kira bedeli  
                  esas alınır. İstisna tutarı, emsal kira bedelinin brüt alanına bölünmesi suretiyle hesaplanan
                  metrekare birim kirasının 100 metrekare ile çarpımı suretiyle hesaplanır. Aşan kısım vergiye    
                  tâbi  net ücret ödemesi sayılır.
    
–    Konutla ilgili  aydınlatma, ısıtma ve suyunun temini giderleri istisna kapsamında değildir.
        Bu istisna ile ilgili olarak, 147 Seri No.lu GV Genel Tebliğinde geniş açıklama mevcuttur.

1.2.3. Taşıt (Servis) Yardımı  :

İşverenler tarafından personelin toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla yapılan taşıma giderleri, personele sağlanan bir menfaat olarak GVK.’nun 61’nci maddesi hükmü gereği ücretin bir unsuru sayılmaktadır.

Böyle olmakla beraber, GVK.’nun ücretlerde istisnalardan söz eden 23/10’ncu maddesinde “hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri” vergiden istisna edilmiş bulunmaktadır.

Bu hükümden anlaşılacağı üzere istisna, toplu taşımalara münhasırdır. Bu taşıma işinin işverene ait olan veya işveren tarafından kiralanan servis araçları ile yapılmasının ve bu araçların otobüs, midibüs, minibüs ve hatta binek otomobili (taksi) olmasının sonuca etkisi yoktur.

İstisna için toplu  taşıma yapılması, taşıma giderlerinin personel  tarafından değil işveren tarafından ödenmesi ve faturasının işveren adına kesilmesi şart olduğu cihetle, personele tren, vapur, otobüs ve minibüs gibi toplu taşıma araçlarını kullanarak işyerine gidip gelmelerini sağlamak amacı ile nakit, bilet, akbil, mavi kart, abonman bileti ve işe gidip gelmeleri ile ilgili olarak özel arabalarına ait benzin masraflarının verilmesi halinde, bunlara istisna uygulanması Maliye İdaresi’nce kabul edilmemektedir. Zira böyle bir kabul, istismara yol açabileceği gibi, personelin düzenli bir şekilde (işe geç kalmaksızın) işine gelip gitmesi şeklindeki amaca da tam olarak uygun olmadığı düşünülmektedir.

    Mevcut kanun hükümlerine göre, üst düzey yöneticilere tahsis edilen makam arabalarına ait masrafların da vergiye tâbi bir ücret ödemesi sayılması gerekmektedir. Ne var ki, makam arabalarının işletmenin prestijini temsil etmesi, işyeri-ev arasındaki gidiş gelişlerin, genelde işletme ile ilgili işlerde kullanılan bu arabaların masraflarının cüz’î bir kısmına taallûk etmesi ve makam arabası tahsisinin bir teamül olması dolayısiyle, bu konunun fazlaca tenkit edilmediği görülmektedir.

1.2.4.    Çocuk Yardımı :

GVK’nun tazminat ve yardımlara ilişkin istisnalardan söz eden 25’nci maddesinin 4 numaralı bendi ile, hizmet erbabına ödenen çocuk zamları GV’nden istisna edilmiştir.

Söz konusu bentte, parantez içinde  “Bu  zamlar Devletçe verilen miktarları aştığı takdirde, fazlası vergiye tâbi tutulur.” denildiği cihetle, istisnanın uygulanması sırasında, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 202’nci maddesinin 375 Sayılı KHK’nin 10’ncu maddesi ile değişik hükmü uyarınca, devlet memurlarına eş ve çocukları için ödenen aile yardımlarının çocuklara ait bölümüne ilişkin şartlara uyulması gerekmektedir.

Buna göre, personele ödenen çocuk yardımlarının vergi istisnasından yararlanabilmesi için gerekli şartlar şöyledir  :

–    Personelin geçimini sağladığı üvey çocukları ve evlatlıkları dâhil en fazla iki çocuğu       yardımdan yararlanabilir. Fazlası yararlanamaz.

–    Evlenmemiş kız çocuklar, çalışamayacak derecede malûl olduğu resmî sağlık raporu ile     
               isbatlanan çocuklar ve yüksek öğrenim yapan 25 yaşını doldurmamış çocuklar hariç 19 yaşını  
              doldurmuş olan çocuklar, çocuk yardımından yararlanamaz.
    
–    Evlenmiş olan, kendi  adlarına ticaret yapan, menfaat karşılığında başkalarının yanında çalışan(tatillerde çalışan öğrenciler hariç) burs alan ve Devletçe (parasız yatılı) okutulan çocuklar da yardımdan yararlanamaz.
    
–    Her çocuk için verilen çocuk zammı miktarı, Devletçe ödenen tutarı aşamaz. Bu sebeple, 50   
  gösterge rakamının Devlet memuru aylıklarına uygulanan carî genel katsayı ile çarpılması
  sonucu hesaplanan tutarı aşan çocuk zamları istisnadan yararlanamaz. Bu tutar 1.1.2004   
  tarihinden itibaren (250 x 36.420 =) 9.105.000,-TL. na yükselmiştir. Böyle olunca her personele ödenebilecek azamî aylık çocuk zammı tutarı iki çocuk için, halîhazırda  toplam (9.105.000 x 2 = ) 18.210.000,-TL. dır. (Bu tutarlar 1.7.2004 ten itibaren tek çocuklu personel için 9.652.500, iki veya daha fazla çocuklu personel için 19.305.000 lira olarak uygulanacaktır. 2004/023 sayılı Sirkülerimiz)
    
–    İstisnaya, çocuğun doğum tarihini izleyen aybaşından itibaren hak kazanılır. Evlenme, ölüm vs. gibi hallerin vûku bulduğu tarihi izleyen ay başından itibaren o çocukla ilgili istisna hakkı kaybedilir.
    
–    Eşlerden her ikisinin de çalışması halinde, bunlardan sadece birinin aldığı çocuk zammı  
  istisnadan yararlanır. İstisna, daha yüksek çocuk zammı alan eşe ve onun aldığı çocuk zammı tutarı, istisna hâddinin altında kalıyorsa, kalan istisna tutarı diğer eşin aldığı çocuk zammına uygulanır. Eşlerden biri Devlet memuru ise ona çocuk zammı ödenmez ve istisna memur olmayan eşe uygulanır. Onun aldığı çocuk zammı istisna hâddinin altında ise aradaki fark memur olan eşe ödenir ve istisnadan yararlandırılır.
    
–    Çocuk zamlarının, çocuk yardımı, aile yardımı veya öğrenim yardımı gibi isimler altında  
              verilmesi, istisnaya etkili değildir.

Çocuk yardımının (zammının) SSK kesintileri karşısındaki 01.01.2004’ten geçerli yeni durumu hakkında, aşağıdaki 4 no.lu bölüme bakınız.

1.2.5.    Evlenme ve Doğum Yardımları :

GVK’nun 25’nci maddesinin 5 numaralı bendi hükmüne göre, personele gerek evlenme ve gerekse doğum münasebetiyle yapılan yardımların personelin iki aylık ücretine tekabül eden kısmı vergiden müstesnadır. Haftalık veya gündelik ücretle çalışanlarda günlük ücretin 60 katı istisnaya esas alınır.

1.2.6.     Ölüm, Sakatlık, Hastalık ve İşsizlik Tazminat ve Yardımları :

GVK.’nun 25/1’nci maddesinde ölüm, sakatlık, hastalık ve işsizlik sebepleriyle verilen tazminatların ve yapılan yardımların vergiden müstesna olduğu belirtilmiştir.

Tazminat ve yardımların muhatabının belirtilmemiş ve istisnaya bir sınır çizilmemiş olması dolayısiyle keyfî uygulamalara sebebiyet verebilecek bir nitelik taşıyan bu hükümler, tatbikatta büyük tereddütlere yol açmaktadır.

Mevcut Kanun hükmü muvacehesinde, diğer kimseler bir tarafa, işverenler tarafından personelin kendisine ilişkin ölüm, hastalık ve sakatlık hallerinde yapılan yardımların tamamının istisnadan yararlandırılması gerektiğini söylemek mümkündür. Ölüm yardımları ile ilgili olarak bu yönde verilmiş Bakanlık muktezaları da mevcuttur.  

Böyle olmakla beraber, mevcut belirsizlik muvacehesinde söz konusu istisnaların uygulanması, işverenler açısından oldukça risk taşıyan bir davranış olarak tezahür etmektedir. Örneğin Maliye Bakanlığı 89 Serî No.lu GV Genel Tebliğinde hasta ve istirahatli oldukları dönemlerde personele SSK  tarafından verilen geçici işgörmezlik ödeneklerine ilâveten verilen ücretlerin hastalık yardımı olarak vergi istisnasından yararlanacağını belirtmiş iken, daha sonra verdiği bir muktezada, bu istisnanın sadece SSK tarafından yapılan bu tür ödemeleri kapsadığını belirtmiş bulunmaktadır.  

    Öte yandan, işsizlik tazminatı ile ilgili olarak Danıştay, bu tazminatın işverenler veya sair kimseler tarafından işsizlere yapılan yardımları değil kanunla kurulacak işsizlik sigortası kapsamında ödenecek işsizlik tazminatlarını kapsadığı görüşündedir.  

    Dolayısıyla, GVK’nun 25/1’nci maddesinde yer alan bu tazminat ve yardımların vergi istisnasından yararlandırılması konusunda çok dikkatli davranılmasında isabet vardır.

1.2.7.    Yolluklar (Harcırah Gündelikleri) :

Yolluklar, GVK.’nun gider karşılıklarından söz eden 24’ncü maddesinde yer almasından da anlaşılacağı üzere, esas itibariyle personele yapılan bir yardım değil işle ilgili bir giderdir.

Böyle olmakla beraber, yollukların tevsik edilen gerçek seyahat giderleri karşılığı olarak değil yol parası ve harcırah gündeliği adı altında götürü olarak ödenmeleri ve personel tarafından kısmen tasarruf edilmeleri halinde, bir menfaat ve yardım şeklinde tezahür etmeleri söz konusudur. Yollukların kanunî hâdleri aşan kısmı ise vergiye tâbi bir ücret ödemesi niteliği taşır.

GVK.’nun 24/2’nci maddesi hükmüne göre, özel sektörde, Harcırah Kanunu’na tâbi kurumlarda olduğu gibi yol giderlerinin, kilometre esasına göre götürü şekilde ödenmesi şeklinde götürü bir uygulama mümkün bulunmamaktadır. Sadece kendi otomobili ile seyahat eden personele kilometre esasına göre gerçek giderlerinin karşılığı olarak bir ödeme yapılması söz konusu olabilir. Bu yüzden, yol giderleri açısından bir tasarruf ve ücret sayılabilecek bir menfaat bulunmamakta, yapılan fiilî yol gideri ne kadarsa herhangi bir şart ve sınır söz konusu olmaksızın personele onun ödenmesi gerekmektedir.

Yeme ve yatma giderleri açısından durum farklıdır. Bunlar açısından da gerçek gider esasının kabul edilmesi halinde, herhangi bir menfaat ve yardım söz konusu değilse de, gerek yurt içi ve gerek se yurt dışı seyahatlerde yeme ve yatma giderlerinin personele harcırah gündeliği ödenmek suretiyle götürü olarak karşılanması halinde, personelin seyahat sırasındaki yaşantısından fedakârlık ederek tasarruf ettiği miktar, kendisi açısından vergiden müstesna bir menfaat şeklinde tezahür etmektedir.

Bilindiği üzere, özel sektörde personele, bunların ücretlerinin genelde Devlet Memurlarına nazaran yüksek olması sebebiyle, çoğu zaman aynı ücret seviyesindeki en yüksek Devlet Memuruna verilen harcırah gündeliği seviyesinde gündelik ödenmesi gerekmekte ve böyle olunca da gündelik esasının tercihi, onlar açısından bir tasarruf ve menfaat temini vesilesi olabilmektedir.

Personele, yurt içinde, yurt dışında veya KKTC’ne yaptığı iş seyahatlerinde, yeme ve yatma karşılığı olarak GV stopajı söz konusu olmaksızın seyahatte geçecek gün başına verilebilecek harcırah miktarları Sirkülerlerimizle duyurulmaktadır

Bu seviyenin üstündeki harcırah gündeliklerinin vergiye tâbi bir net ücret ödemesi sayılarak brüt tutarı üzeriden vergiye (stopaja) tâbi tutulacağı  tabiîdir.

1.2.8.    Çırak Çalıştırılması ve Meslek Lisesi Öğrencilerine Staj Yaptırılması Suretiyle İşverene ve İşçilere Sağlanacak Menfaatler :

İşverenler tarafından personele sağlanacak avantajlardan birisi de bunlardan durumu 3308 sayılı Çıraklık ve Meslekî Eğitim Kanunu’na göre müsait olanları, bu kanun hükümlerine göre çıraklık eğitimi yapmaya yönlendirmek ve çırak olarak çalıştırmaktır.

Bu yolla, çalışanların vergi ve sosyal sigorta  muafiyetlerinden yararlanarak çalışmak suretiyle teorik ve pratik alanda meslekî eğitim görmelerine, işverenlerin ise vergi ve sigorta ödemeksizin ucuz işçi çalıştırmalarına imkân sağlanması mümkündür.

Çırak olarak çalıştırılacak işçilerin 13 yaşını doldurmuş ve 19 yaşından gün almamış bulunmaları, en az ilkokul mezunu olmaları, sağlık raporu almaları ve gerekli resmî  formaliteleri yerine getirmeleri şarttır.

İşverenlere gelince, bunların Bakanlıkça hazırlanan eğitim programlarında belirtilen sayı ve nitelikte ekipman ve usta öğrencilere sahip bulunmaları, deneme dönemi dâhil kesintisiz 3-4 yıl olan çıraklık süresi boyunca, haftada bir çalışma günü çıraklara teorik eğitim için izin vermeleri gerekir.

Böylece çırak olarak çalıştırılanlara, asgarî ücretin %30’undan daha düşük olmamak şartı ile ücret ödenebilir. Bunlara ödenen ücretlerin asgarî ücret tutarını aşmayan kısmı  G.V. ve D.V.’nden müstesnadır. Çıraklara sadece iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık sigortası uygulanır ve sosyal sigorta primi işveren ve işçi payları asgari ücretin %50’si üzerinden hesaplanarak Bakanlıkça karşılanır.

Aynı avantajlar, meslekî ve teknik orta öğretim kurumlarında (liselerde) okuyan öğrencilere, mevzuatla belirlenen sınırlar ve esaslar dahilinde beceri eğitimi yaptırılanlar açısından  da geçerlidir.

Çıraklık ve beceri eğitimi yaptıran  işverenlerden durumları  Bakanlıkça belirlenen esas ve ölçülere uyanlara, fona ödedikleri meblağın %50’sinin, fondan teşvik primi olarak iade edilmesi imkânı mevcuttur.

1.2.9.    İşveren Tarafından Personelin Kendisi, Eşi ve Küçük Çocukları Lehine Yaptırılan Şahıs Sigortaları İçin Ödenen Primler :

Personelin kendisi, eşi ve küçük çocukları için yaptırılan hayat, ölüm, kaza, sağlık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigortaları için ödenen primler belli limitler dahilinde stopaj matrahından düşülebilmektedir. (GVK Md.63/3)

Bu tür şahıs sigortaları poliçeleri, uygulamada sıkça rastlandığı gibi, personelin gerek şahsını ve gerekse eşini ve küçük çocuklarını kapsayacak şekilde doğrudan işveren tarafından yaptırılmakta ve primleri üstlenilmekte yani işverence ödenmektedir. Bu tür bir üstlenimin işveren tarafından personele sağlanmış aynî menfaat ve dolayısıyla GVK ‘nun 61’inci maddesine göre stopaja tabi tutulması gereken bir ücret unsuru olduğu tartışmasızdır. Ancak, şahıs sigortası primlerinin işveren tarafından karşılanması halinde de, bu primin yine GVK’nun 63/3’üncü maddesine göre genel olarak brüt ücretin % 5 i ve asgarî ücretin yıllık tutarı ile sınırlı olarak (07/10/2001’den önce düzenlenen poliçelerde bu sınır SSK primi işçi hissesi şeklinde uygulanmaktadır.)  ücret stopaj matrahından indirilmesi mümkündür.

    Gerek limit dahilinde ve gerekse limiti aşan ve işveren tarafından karşılanan prim katkısının tamamı bir tür aynî yardım mahiyetinde olduğundan limiti aşan kısım da dahil olmak üzere tamamının SSK prim matrahından düşülmesi (SSK prim kesintisine tabi tutulmaması) gerektiği görüşündeyiz.

2.     DAMGA VERGİSİ :

488 Sayılı DVK nun  1’inci maddesi hükmüne göre Kanuna ekli (1) Sayılı Tabloda yazılı diğer kağıtlar gibi, tablonun IV/1-ı pozisyonunda yazılı olan, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat,
ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat vesaire gibi her ne ad ile olursa olsun hizmet karşılığı alınan (ayın değil sadece nakit olarak alınan) paralar için verilen makbuzlar ile bu paralar nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak  hesaplara nakledildikleri veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli ve tediyeyi temin eden kağıtlar binde 6 oranında nisbî damga vergisine tâbidir.

Bundan anlaşılacağı üzere, personele nakit olarak sağlanan menfaatlerden ücret sayılanlar karşılığında personelden alınan makbuz ve benzeri kağıtların, ister GV ne  tâbi ve isterse vergiden müstesna bulunsunlar damga vergisine tâbi tutulmaları gerekmektedir.

213 sayılı VUK nun 238’inci maddesinde, işverenlerin her ay ödedikleri ücretler için ücret
bordrosu düzenlemek zorunda oldukları hükme bağlanmış ve sadece vergiden muaf olan ücretler için bordro yapılmayacağı belirtilmiştir.

Muafiyetin gelire değil şahsa yönelik olması ve bu maddede vergiden muaf kimselere ödenen ücretlerden değil vergiden muaf ücretlerden söz edilmiş bulunması sebebiyle, burada geçen “vergiden muaf ücret” sözcüğünün “vergiye tâbi olmayan ücretler” anlamında kullanıldığı ve vergiden müstesna ücretleri de kapsadığı anlaşılmaktadır.

Böyle olmakla beraber, DVK nda ister GV ne tâbi olsun ve ister se GV den muaf olan kimselere ödendiği veya vergi istisnasından yararlandığı cihetle GV ne tâbi olmasın, bu husus nazara alınmayarak nakit ücret ödemelerine ilişkin tüm makbuzların DV ne tâbi olduğu    belirtildiği için bunlar için düzenlenen bütün makbuzların ve makbuz yerine geçen tüm bordrolar ile havale emirlerinin damga vergisine tâbi olması gerekmektedir.

Yapılan yardımlar için makbuz, bordro veya havale emri düzenlenmeyen hallerde damga vergisi ödenmesi söz konusu olmamakla beraber bunların tevsik edilmiş sayılması ve vergiye tâbi veya vergiden müstesna birer ücret olarak gider yazılması mümkün olmadığı cihetle bu tür davranışlara rastlanması ve dolayısiyle de damga vergisi külfetinden kaçınılması olağan değildir.

Personele sağlanan menfaatlerden ücret değil işletme gideri niteliği taşıyanlar,  bu nitelikleri dolayısiyle herhangibir  vergileme söz konusu olmaksızın alış faturalarına istinaden gider yazıldıkları cihetle, bunlar açısından herhangi bir damga vergisi külfeti söz konusu değildir.

Bir örnek vermek gerekirse personele işyeri ve müştemilâtında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde, bu yemeklerin işyerinde hazırlanma veya dışarıdan temini için yapılan giderlerin işletme gideri sayılması ve faturalarına istinaden ticarî kazançtan indirilmesi ve dolayısiyle bunlar için herhangi bir makbuz, bordro veya havale emrine ihtiyaç olmaması sebebiyle, böyle hallerde damga vergisini doğuran olay ve damga vergisi yoktur.

    Öte yandan, DVK na ekli (1) Sayılı Tablonun IV/1-ı numaralı pozisyonunda hizmet erbabına her ne ad ile olursa olsun hizmet karşılığı nakden ödenen paralara ait makbuzlar ile bunlardan nakden ödenmeyip hizmet erbabı adına açılması veya açılacak carî hesaplara nakledilen veya hizmet erbabının emir ve havalelerine tediye olunan paraların nakit veya tediyesini temin eden kağıtların DV ne tâbi bulunduğu açıklandığı cihetle, fiilen ayın olarak sağlanan menfaatler karşılığında verilen makbuzların DV ne tâbi tutulmaması gerektiği açıktır.

3.    KATMA DEĞER VERGİSİ :

3065 Sayılı KDVK nun 1/1 maddesinde belirtildiği üzere, KDVnin konusu Türkiye’de ticarî, sinaî, ziraî faaliyetlerle serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerdir.

Yukarıda açıklandığı üzere, personele nakden ödenmek veya ayın olarak verilmek suretiyle sağlanan ve bazen işletme gideri, bazen vergiden müstesna ücret ve bazen de vergiye tâbi ücret sayılan aynî nitelikte menfaatler mevcuttur. Bunlar işveren tarafından KDV ödenerek temin edilmekte, böyle olduğu içindir ki personel açısından KDV dâhil değerleri üzerinden elde olunmuş bir menfaat teşkil etmektedir.

Personele sağlanan aynî nitelikteki bu tür menfaatler açısından önem taşıyan husus, bunlar için ödenen KDV lerin ne tür bir işleme tâbi tutulacakları hususudur.

Personele sağlanan aynî menfaatlerde bu menfaatin işveren tarafından satın alınıp personele verilmesi ile bizzat satın alması için personele bunların bedellerinin nakden ödenmesi arasında hiçbir fark olmaması gerekir.

Nakdî ödeme halinde personel, hesaplanacak brüt tutarı, ücret olarak haketmiş ve bundan vergi kesintisi indirildikten sonra kalan tutarı tahsil ederek bunu aynın bedeli ile KDV si için harcamış olacağı cihetle, işverenin aynın KDV si ile hiçbir ilgisi bulunmayacak ve brüt tutarı üzerinden ücret gideri yazılan menfaatin net tutarı personele ve gelir vergisi ise Vergi Dairesine ödenmekle mes’ele bitecektir. Ödemenin vergiden müstesna olması halinde ise ödemenin neti gider yazılarak personele ödenecektir.

Böyle olunca, aynî kıymetin işveren tarafından satın alınarak personele verilmesi halinde de aynî yardım GV ne tâbi ise, bunun satın alınması için ödenen KDV li bedelin GV dâhil brütünün, yok eğer vergiden müstesna ise netinin gider yazılması gerekecek ve böylece mes’ele biteceği cihetle işverenin KDV indirimi yapmasına ve hesaplamasına gerek kalmayacaktır.

Sonuç olarak işletme gideri niteliğinde olmaksızın, personele sosyal yardım mahiyetinde olan aynî ücret unsurları KDV dahil maliyetleri net ücret sayılarak (KDV indirimi yapılmamak) suretiyle brüte götürülerek stopaja tabi tutulur. (KDV indirimi yapılmaması ile, indirim yapılıp aynı miktarda teslim KDV si hesaplanması arasında sonuç itibariyle fark yoktur.)

Ancak, KDV Kanunu’nun 3/a ve 5 inci maddelerine göre firma personeline bedelsiz olarak mal ve hizmet aktarımları teslim ve hizmet sayılan işlemler olarak kabul edildiğinden, firma tarafından üretilen ve personele verilmesi firma gideri niteliğinde sayılmayan malların ve hizmetlerin, personele ücret unsuru olarak bedelsiz verilmesi halinde, bunların emsal bedeli üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

Buna mukabil,

–    Personele işyerinde ve müştemilatında yemek yedirilmesi, personelin işyerinde
    barındırılması
–    Personelin tedavisi ve ilaçları
–    Personele iş ortamında giydirilen giyecekler
–    Personele yatacak yer veya konut tahsis edilmesi
–    Personelin toplu halde işe geliş-gidişinin sağlanması (servis)

şeklindeki aynî ücret unsurlarının temini için yüklenilen KDV’ler ise indirilebilmekte, bunların personelin istifadesine sunulduğu gerekçesi ile KDV hesaplanmasına gerek görülmemektedir.
(9 no.lu KDV Genel Tebliği)

Keza, personele işyeri dışında yedirilen yemek nedeniyle doğan ve yasal limite ait olan KDV indirilebilmektedir. (186 no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği) Mesela personelin işyeri dışında (civarında) yediği yemeğin günlük bedeli 2004 yılında 7.000.000 TL. + KDV veya daha az ise bu yemeğe ait fiş veya faturadaki KDV’nin tamamı indirilebilmekte KDV hariç tutar doğrudan gider veya maliyet yazılmaktadır. KDV hariç 7.000.000 lirayı aşarsa aşan yemek bedeli ve bu aşıma tekabül eden KDV toplamı brüte götürülüp stopajlanarak kayda alınmaktadır. Dolayısıyla 7 milyon lirayı aşan kısma tekabül eden KDV indirim konusu olamaz.

4.    SOSYAL SİGORTA PRİMİ (İŞSİZLİK SİGORTASI DAHİL) KESİNTİSİ :

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 77’nci  maddesi hükmüne göre, sigortalıların ilgili ay içinde hak ettikleri ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenler ile İdarî veya Kazaî Mercîler tarafından verilen kararlar gereğince sigortalılara o ay içinde yapılan her iki nitelikteki ödemelerin brüt toplamlarının prim hesabına esas alınması gerekmektedir.

Kanunda yer alan bu hükme göre, işçilere zaman esasına, parça başına, iş bazında götürü olarak, kârdan hisse olarak ve yaptıkları veya yapılmasına aracı oldukları işlerin değeri üzerinden komisyon şeklinde yapılan asıl ücret ödemeleri ile prim, ikramiye, zam, izin, ücret veya harçlığı gibi çeşitli isimler altında yapılan ek ödemelerin ve ayın olarak yapılanlar dışında kalan yani nakden yapılan tüm yardımların sigorta primine tâbi tutulması gerekmektedir.

ANCAK ;

“506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 4958 sayılı Kanunla değişik 77 nci maddesinin ikinci fıkrasında, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamlarının sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmayacağı, bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.”

Böylelikle eskiden tüm nakit sosyal yardımlar SSK prim matrahına girmekte iken, yemek parası, çocuk zammı, aile zammı adı altında yapılan nakit sosyal yardımların belli hadler içindeki kısımları SSK prim matrahına girmeyecektir.

2004/66 no.lu Sirkülerimizde belirttiğimiz gibi, 01.01.2004 ten itibaren SSK prim matrahına girmeyecek olan söz konusu hadler şöyledir :

–    Yemek parası adı altında ödenen tutarın fiilen çalışılan gün başına…… 846.000,- TL. sı,
        (423.000.000 / 30 x % 6)
–    Çocuk zammı adı altında ödenen tutarın çocuk başına aylık …………. 8.460.000,- TL. sı
        (En fazla 2 çocuk için dikkate alınabilir.)
        (423.000.000 x % 2)
    –    Aile zammı adı altında ödenen tutarın aylık ………………………………….42.300.000,- TL. sı
        (423.000.000 x % 10)

Örnek vermek gerekirse, bir işveren 600.000.000.-TL brüt maaşa ek olarak bu yasal sınır düzeyinde Ocak 2004 ayında yemek parası vermek isterse ve ilgili personel Ocak 2004 ayında 20 gün işbaşı yapmışsa yemek parası miktarı (846.000 x 20 =) 16.920.000,-TL. olacaktır.

Buna göre;

–    SSK prim matrahı 600.000.000,-TL. den ibaret olacak, yani (600.000.000 x %14=) 84.000.000,-TL. SSK primi + (600.000.000 x %1=) 6.000.000,-TL işsizlik sigortası primi hesaplanacak,

–    Gelir vergisi stopajının matrahı 616.920.000 – (84.000.000 + 6.000.000 =) 526.920.000,-TL. olacak,

–    Damga vergisinin matrahı ise, 616.920.000,-TL. olacaktır.

Ancak işverenin, personele işyeri ve müştemilatında yemek yediriyor olması halinde, söz konusu yemek parasının SSK prim matrahı ve işsizlik sigortası primi matrahı dışında tutulması imkânı yoktur.

Personele işyerinde veya işyeri dışında yemek yedirilmesi yahut yemek fişi verilmesi şeklinde sağlanan menfaatler, bu masrafların meblağına bakılmaksızın SSK prim matrahı dışında tutulur. (16-310 Ek Genelgesi)

SSK prim matrahına girecek ve girmeyecek ücret unsurları ile ilgili son SSK Genelgesi olan 16-294 Ek sayılı SSK Genelgesinin, konuya ilişkin 4 no.lu bölümü şöyledir :

“506 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları 4958 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi ile 01.01.2004 tarihi itibariyle değiştirilmiş olup, bu değişiklikle, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamlarının sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarlarının tespitinde nazara alınmayacağı, bunların dışında  her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın, tüm ödemelerin prime tabi tutulacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Bu hükümlere göre, daha önceki uygulamada olduğu gibi, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar, yemek, çocuk ve aile zamlarının  sigorta primleri hesabına esas tutulacak kazançlar tutarına dahil edilmemesi, 02.03.1995 tarihli, 16-104 Ek sayılı Genelgede belirtilen ayakkabı ve elbise dikiş bedellerinin ise 01.01.2004 tarihinden itibaren prime tabi tutulması icabetmektedir.
Öte yandan, söz konusu madde hükmüne istinaden, 01.01.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yemek, çocuk ve aile zamlarının yıllar itibariyle prime tabi tutulmayacak miktarları Bakanlığımızca belirleneceğinden, bu konuda daha sonra ayrıca açıklama yapılacaktır.
Aynî yardımların nakden ödenmesi durumunda bunların prime esas kazançlar tutarına dahil edilmesi uygulamasına devam edilecektir.
506 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik uyarınca, her sigortalının prim hesabına esas tutulacak aylık kazanç toplamının 1.000 liraya kadar olan lira kesri nazara alınmayacağından, bu husus 01.01.2004 tarihinden itibaren göz önünde bulundurulacaktır.”

Aşağıda belirtilen ekli tablonun hazırlanmasında, yukarıda metni verilen genelge hükümleri dikkate alınmıştır.

5.    EKLİ TABLO :

Yukarıdaki açıklamaların ışığı altında hizmet erbabına sağlanan ücret ve yardımların tâbi olduğu, gelir vergisi, damga vergisi ve sosyal sigorta primi yüklerinin neler olduğunu gösteren bir tablo, ekte sunulmuştur.

       Saygılarımızla.

SERVER YEMİNLİ MALİ
     MÜŞAVİRLİK A.Ş.
 

01.01.2004’TEN İTİBAREN,
HİZMET ERBABINA SAĞLANAN ÜCRET VE YARDIMLARIN
GELİR VERGİSİ, DAMGA VERGİSİ ve SSK PRİMİ (İŞSİZLİK SİG. DAHİL)
KONUSU OLUP OLMADIĞINI GÖSTERİR TABLO
( “ + ” Tabi Olduğu, “ – “ Tabi Olmadığı anlamındadır.)
            GELİR VERGİSİ
(Stopaj)        DV
(Stopaj)        
SSK  PRİMİ    
1.    Ücretler ve Ücret Sayılan Ödemeler                            
–    Asıl ve Ek Ücretler      :    +        +        +    
–    Çırak Ücretleri     :    –        +        +    
–    Huzur Hakları    :    +        +        –    
–    Murakıp (Denetçi) Ücretleri     :    +        +        –    
                                
2.    Konut Yardımı (GVK  Md:40/2 – 23/9)                            
–    İşyerinde ve Müştemilâtında İbate    :    –        –        –    
–    Maden ve Fb. İşçilerine Konut Temini    :    –        –        –    
–    İşverene Ait 100m² den Küçük Konutun Tahsisi    :    –        –        –    
–    Diğer Konut Tahsisleri    :    +        –        –    
–    Kira Bedeli Ödenmesi    :    +        +        +    
                                
3.    Tedavî ve İlâç Giderlerinin Karşılanması    :    –        –        –    
                                
4.    Sosyal Sigorta Primi İşveren Payı                            
–    Kanunla Kurulu Kurumlara Ödenenler    :    –        –        –    
–    Munzam Prim Ödemeleri (Limit Dâhili)    :    –        –        –    
–          “          “         “            (Limiti Aşan Kısım)    :    +        +        –    
                                
5.    Sosyal Sigorta Primi İşçi Payı                             
–    Kanunla Kurulu Kurumlara Ödenenler    :    –        +        +    
–    Munzam Prim Ödemeleri (Limit Dâhili)    :    –        +        +    
–    “          “         “            (Limiti Aşan Kısım)    :    +        +        +    
                                
6.    Bireysel Emeklilik İşveren Katkı Payı (GVK Md. 40/9)                            
–    Belli Bir Limite Kadar     :    –        –        –    
–    Limiti Aşan Kısım    :    +        +        –    
                                
7.    İşv.Tarafından Karş. Şahıs Sigortası Primi (GVK Md.63/3)                            
–    Belli Bir Limite Kadar    :    –        +        –    
–    Limiti Aşan Kısım    :    +        +        –    
                                
8.    Giyecek Yardımı                            
–    Demirbaş Olarak Verilen İş Giysisi    :    –        –        –    
–    Diğer Giyecek (özel yaşamda kullanılabilecek olan)    :    +        –        –    
–    Giyecek Parası, Ayakkabı Parası, Elbise Dikiş Parası    :    +        +        +    
9.    Harcırahlar (GVK Md: 40/4 – 24/2)                            
–    Yol  (Taşıt Bileti) Giderleri    :    –        –        –    
–    Yeme ve Yatma Yeri Temini    :    –        –        –    
–    Harcırah Gündeliği  (Limit dâhili)    :    –        +        –    
–    Harcırah Gündeliği (Limiti Aşan Kısım)    :    +        +        –    

            GELİR VERGİSİ
(Stopaj)        DV10
(Stopaj)        
SSK PRİMİ    
                                
10.    Yemek Yardımı veya Yemek Parası (GVK Md:40/2, 23/8 ve SSK Md.77)                            
–    İşyerinde Yedirilen Yemek (Sınırsız)    :    –        –        –    
–    Dışarıda Yedirilen Yemek (GVK Md.23/8’deki Limit Dahili)    :    –        –        –    
–    Dışarıda Yedirilen Yemek (GVK Md.23/8’deki Limiti Aşan Kısım)    :    +        –        –    
–    Yemek Parası (SSK Md.77’deki Limit dahili)    :    +        +        –    
    Yemek Parası (SSK Md.77’deki Limiti aşan kısım)     :    +        +        +    
                                
11.    Çocuk Yardımı veya Çocuk Zammı (GVK Md:25/4 ve SSK Md.77)                            
–    Limit Dâhili    :    –        +        –    
–    Limiti Aşan Kısım    :    +        +        +    
                                
12.    Aile Zammı (SSK Md.77)                            
–    Limit Dahili    :    +        +        –    
–    Limiti Aşan Kısım    :    +        +        +    
13.    Doğum Yardımı (GVK Md:25/5)                            
–    Limit (2 aylık ücret) Dâhili    :    –        +        –    
–    Limiti Aşan Kısım    :    +        +        –    
                                
14.    Evlenme Yardımı (GVK Md: 25/5)                            
–    Limit (2 aylık ücret) Dâhili    :    –        +        –    
–    Limiti Aşan Kısım    :    +        +        –    
                                
15.    Hastalık, Sakatlık, İşsizlik
Yardım ve Tazminatları (GVK Md:25/1)    :    –        +        +    
                                
16.    Ölüm Yardımı (GVK 25/1)    :    –        +        –    
                                
17.    İşe Gidiş – Geliş Yardımı (GVK Md: 23/10)                            
–    Fiilen Verilen Servis Hizmeti    :    –        –        –    
–    Bilet, kart, akbil vs. Temini    :    +        –        –    
–    Yol Parası (Nakit) Verilmesi    :    +        +        +    
                                
18.    İhbar Tazminatı    :    +        +        –    
                                
19.    Kıdem Tazminatı (GVK Md:25/7)                            
–    Limit Dâhili (Her yıl için 1 aylık ücret)    :    –        +        –    
–    Limiti Aşan Kısım (Limiti aşan ya da kanundaki şartları taşımayan ödeme kısmı bu ad altında verilse dahi bize göre kıdem tazminatı değildir ; Prim niteliğindedir. )    :    +        +        +    
                                
20.    Uçuş ve Dalış Ücret ve Tazminatları (GVK Md. 29/2)    :    –        +        +    
                                
21.    Kasa Tazminatı     :    +        +        –    
                                
22.    Diğer Yardımlar                            
–    Ayın Olarak Yapılan (Aynî) Yardımlar  (Yardımın bilfiil
                                                              ayın olarak         
                                                              verilmesi halinde)    :    +        –        –    
–    Nakdî Yardımlar (Miktarı ayın olarak tarif edilmekle
                             birlikte ayın yerine fiilen nakit             
                             verildiği durumlar da buraya girer.)    :    +        +        +